“Aşk, Mark ve Ölüm” filmini henüz izlemediyseniz mutlaka izleyin. Nedenini ZackZack Türkiye açıklıyor.
Hier geht es zur deutschsprachigen Version.Gabriel Hartmann
Viyana, 21 Kasım 2022 | Alman yönetmen Cem Kaya, yeni filmi “Liebe, D-Mark und Tod” (Aşk, Mark ve Ölüm) ile çağdaş Alman tarihini belgeleyen parlak, büyüleyici ve kapsamlı bir başyapıt yarattı. Film eleştirmenler tarafından “renkli, dokunaklı, yoğun, sevgi dolu, coşkulu, tiz ve eğlenceli” olarak övüldü.
Belgesel, 1960’larda başlayıp 2000’lerde sona eren Almanya’daki bağımsız ve gelişmekte olan Türk müzik sahnesini konu alıyor. Filmin adı, yazar Aras Ören’in Berlinli müzik grubu İdeal için yazdığı sözlere dayanıyor.
Köln’ün Bülbülü
Pop ikonu Yüksel Özkasap namıdiğer Köln Bülbülü, Derdiyoklar ikilisi ya da Türkiye’de de popüler olan rock müzisyeni Cem Karaca gibi Almanya’daki topluluklar dışında pek tanınmayan başarılı müzisyenler tanıtılıyor.
(c) filmfaust Film Five
1960’larda “Gurbet Türküleri” ortaya çıktı: sıla hasreti, parçalanmış aileler ve zorlu yaşam koşulları hakkında hüzünlü şarkıların söylendiği kendine özgü bir tür. Müzik, misafir işçiler için göç durumuyla başa çıkmalarına yardımcı olan çok önemli bir ifade aracıydı.
Bu türün süperstarlarından biri de Yüksel Özkasap’tı. 1975 yılında çıkardığı “Beyaz Atlı” albümü 800.000’den fazla sattı. Önemli ticari başarısına rağmen, Özkasap Almanya’da büyük ölçüde bilinmiyordu. Başarıları listelerde yer almadı, Alman medyasında konu edilmedi ve müziği sadece Türk dükkanlarında satıldı.
Korkunç sahneler
Filmde ayrıca, misafir işçilerin iç çamaşırlarıyla sistematik olarak fiziksel muayeneye tabi tutulmaları, bu muayenelerde doktorların iş için uygunluklarını tespit etmeleri, misafir işçilerin insanlık dışı bir şekilde barındırılmaları veya Köln’deki Ford fabrikasında 1973 yılında yaşanan “vahşi grev” gibi ağır ayrımcılıklar da ele alınmaktadır.
Zamanla müzik daha dinamik, dürtüsel bir sese dönüştü ve çoğunlukla düğünlerde canlı olarak çalındı. Örneğin, psikedelik ikili Derdiyoklar Alevi deyişlerine ve ironik şarkılara elektro bas ve davulla eşlik ederek ünlendi.
(c) filmfaust Film Five
Müziğiyle bi̇r adam
Cem Karaca 1980 darbesinden sonra Almanya’ya geldi. 1984’te Türk kökenli müzisyenlerin ilk Almanca albümü olan “Die Kanaken “i kaydetti. Filmin sonlarına doğru 1990’ların rap müziği ve 2000’lerin “R’nBesk “ine de değiniliyor.
Etkileyici arşiv görüntüleri ve dönemin kahramanlarıyla yapılan aydınlatıcı röportajlarla yönetmen, Türk-Alman yakın tarihine dair görülmeye değer bir belgesel yaratmayı başarmış.
Titelbild: filmfaust Film Five